Bulunduğunuz sayfa :

Ana Sayfa >> BN Mesajları >> KISKANÇLIĞIN ANATOMİSİ

BN Mesajları

KISKANÇLIĞIN ANATOMİSİ

SİZ DEĞERLİ PAYDAŞLARIMIZDAN GELEN YAZILARA, SİTEMİZDE YER VERİYORUZ. PROF. DR. MEHMET PALA, KISKANÇLIĞIN ANATOMİSİ YAZISINI İLGİNİZE SUNARIZ.

resim
21.05.2022

 

 

KISKANÇLIĞIN ANATOMİSİ

 

 

Çeşitli kaynaklarda etik, doğruyla yanlışı, haklı ile haksızı, iyiyle kötüyü, adil ve adil olmayanı ayırt etmek ve doğru, haklı, iyi ve adil olduğuna inanılan şeyleri yapmak olarak tanımlanıyor. Etik davranışlar sergilemenin temelinde ahlaki değerler, yasal nedenler ve toplumdaki saygınlık yatmaktadır. Ahlak, insanlar arasındaki ilişkilerde nasıl davranılması yada davranılmaması gerektiğini gösteren değer sistemi olarak tanımlanıyor. Felsefi açıdan bakıldığında da etik ve ahlak aynı ortak paydada birleşen kavramlardır.

 

Bu bağlamda toplumumuzda ciddi bir sorun haline gelen, ancak açık olarak üzerinde durulmayan kıskançlık ve hasetliği tekrar konu etmek istiyorum. Kıskançlık ve haset birbirine yakın iki kavram olmakla birlikte farklı durumlarda kişilerin verdiği biyo-psiko-sosyal tepkilerdir.

 

Başarana, bizden farklı olana, dikkati daha çok çekene, sahip olamadığımıza sahip olana, daha huzurlu, açık sözlü, daha özgüvenli kişilere karşı duyulan tarifi ve açıklaması güç bir duygudur kıskançlık. Toplumumuzda kıskançlık ve haset olumsuz değerlendirilen davranışlardır.

 

Kıskançlığa aslında kullanım şekline göre olumlu veya olumsuz anlam yüklenebilir. Kıskançlığın olumlu şekli imrenme veya gıpta etmek olarak da tanımlanabilir. Hasetlik ise, kıskançlığın doğrudan en negatif şeklidir. Hasetlik birinin üstünlüğünü, başarısını, yeteneğini, varlığını kaldıramama, birini esas olarak da tanıdığın kişinin, her anlamda iyiliğini çekememek ve kötülüğünü istemektir. Hatta bu yönde eylemde de bulunmaktır. Kıskançlık veya hasetlik duygusunu içinde taşıyan birçok kişinin ilişkiyi korumak ve geliştirmek yerine gizli gizli öç alarak, kötüleyerek bu duyguyu bastırmaya çalıştığı açıkça görülüyor.

 

Çetin Altan bu konuda şunları söylüyor: “Dedikodudan iftiraya, çekememezlikten hasede, kıskançlıktan düşmanlığa kadar çeşit çeşit hasta duyguların, gönüllerden gözlere vuran zehirli dumanı, birbirimizin yüzüne karşı buram buram tütüyor. Hiçbir başarıyı, hiçbir kabiliyeti, hiçbir ustalığı içimiz götürmüyor. Kimi görsek, hemen kendi çapımızı bir ölçü birimi olarak kullanıyor ve karşımızdakinin bizden fazla olan taraflarını, ucuz bir kumaş mağazasının tezgahtarı gibi makaslamaya kalkıyoruz.”

 

Bin yıl önce İbn-i Sina, insanların hasedine, kıskançlığına ilişkin  şöyle diyor: “Eğer ben insanların gönülleri üzerinde bir tesir ve heybet bırakmamış olsaydım; benimle meşgul olmazlar, beni yermekle uğraşmazlardı

 

Tolstoy kıskançlığın insanı alçaltan ve küçülten bir duygu olduğunu belirtiyor. Bir Fransız atasözünde “Kıskançlık takdir etmenin en dürüst yoludur” denilmektedir. Ama burada kıskançlık olumlu anlamda algılanmalıdır.

 

Kıskançlığın diğer bir yolu da kıyaslamaktır. İnsanlar kendilerini başkalarının başarıları, sahip oldukları makam, varlık, bilgelik, karizma ve daha birçok konuda kıyaslar ve sonuçta da

kıskanırlar. Bir arkadaşınızın veya yakınınızın önemli makamlara gelmesinde, açıktan olmasa da içten içe kaynayan kıskançlık duygusu ile baş etmek durumunda kalırsınız. Önemli olan başkasının ne olduğu, size göre nerede bulunduğu değil, sizin kendinizi nerede gördüğünüz ve konumlandırdığınızdır.

 

Aşırı kıskançlık komplekslidir, imrenenlerin özgüveni vardır. Kıskançlık onda var bende niye yok düşüncesinden doğar. Ancak bende neden yok sorusuna cevaplarını da aramazlar. Oysa “bende neden yok” sorusuna yanıt arasalar ve gerekli çalışmayı, özveriyi gösterebilseler belki onlarda kıskançlık duygularını gemleyecekler ve güçlerini kendileri için olumlu yönde kullanacaklardır. Başkasını sadece kıskançlığından eleştirmek, olur olmaz yerde ve şekilde kötülemek, kendini bilen bir insana yakışmayan bir davranıştır.

 

Eleştiri yapmak için önce eleştiriyi hak etmek gerekiyor. Topluma karşı sorumluluklarını yerine getirmeyenlerin hiçbir konuda eleştiri hakları yok. Başkasının yaptıklarını kıskanıp, eleştirmek yerine biraz çaba sarf edip iyi bir şeyler yapmak daha iyi olmaz mı? Zamanlarını başkalarının değil, kendi yaptıklarına ve yapacaklarına ayırsalar daha iyi olur diyorum. Eleştiri olacak, ama kötülük için değil, kişiyi olumlu yönde etkilemek için. İyi şeyler yapmak varken, neden olumsuza yönelmeli insan. Önemli olan toplum için, kendin ve çevren için iyi şeyler yapmak. Bırak başkalarının ne yaptığını, kendine, topluma karşı sorumluluğunun bilinciyle çalışmalarını yürütmen ve davranman önemli olan.

 

 

 

 

 

Prof. Dr. Mehmet Pala

mpala@superonline.com

Sayfa başına dön!

Bulunduğunuz sayfa :

Ana Sayfa >> BN Mesajları >> KISKANÇLIĞIN ANATOMİSİ