Bulunduğunuz sayfa :

Ana Sayfa >> Projelerimiz >> Kavram Mutfağı

Kavram Mutfağı

Düşüncelerin ifade edilebilmesi ve kastedildiği biçimde anlaşılabilmesi için kullanılan sözcükler -özellikle de soyut kavramları ifade edenler- üzerinde genel bir uzlaşı olmadığı gibi bu bir sorun olarak da algılanmamaktadır. Karşılıklı yazışma ve/ya söyleşmeler sırasında bu uzlaşmazlık farkedildiğinde taraflar, kendi tanımlarını ileri sürmekte ve doğru (ve ortak) tanımın bu olması gerektiğini savunmaktadırlar.

Çalışma, bu amaçla bir deneme amacını taşıyor.  Üzerinde uzlaşı bulunmadığı tahmin edilen kimi kavramlar için editör tarafından bir öneride bulunulup, sonrasında zenginleştirici katkılara açılması öngörülüyor. Buradaki “zenginleştirme” terimi ile kastedilen, önerinin esasının korunup, esasa yönelik olmayan “süsleme”lerin yapılması olmayıp, esasa yönelik katkılara da açık olduğudur.

Beyaz Nokta® Gelişim Vakfı, üzerinden çalışmalar yapılan kavramları ve bu tanımlamalara yapılan katkıları "Kavram Mutfağı" projesi adı altında ve aşağıdaki dizin içerisinde yayınlayacaktır.

Kavram Mutfağı İçin Tanımlar

  • Adalet, Adil

    TDK Güncel Sözlük

    • Yasalarla sahip olunan hakların herkes tarafından kullanılmasının sağlanması.
    • Hak ve hukuka uygunluk, hakkı gözetme.
    • Herkese kendine uygun düşeni, kendi hakkı olanı verme, doğruluk.

    Wikipedia (http://bit.ly/NxsM8Q)

    • Los Angeles Üniversitesi’nde (UCLA) 2008'de yapılan çalışmalar, adalet duygusunun beynin yapısından kaynaklandığını, bu duygunun farelerin beyinlerinde “yiyeceklere cevap üreten” bölgelerle aynı bölgeleri harekete geçirdiğini göstermiştir. Bu, adil davranılmanın temel ihtiyaçlardan birisi olduğu nosyonuyla tutarlılık içindedir.
    Emory Üniversitesinde 2003'te Capuchin maymunlarıyla yapılan bir araştırma da benzer sonuçları vermiş olup, bütün bunlar, eşitsizliğin yarattığı nefretin insanlara özgü olmadığını, adalet’in doğanın temel bir içgüdüsü olduğunu gösteriyor.

  • Ahlâk/Etik

    “Bir duyguya sahip yaratıklara hangi davranışların iyi gelip hangilerinin zarar vereceğine yol gösteren kavram ve ilkeler kümesi” etik olarak tanımlanmaktadır.

    “İyi ve kötü davranışlara yol gösteren ilkeler bütünü” ise moral (ahlâk) olarak tanımlanmaktadır (http://bit.ly/1e1bxlO).

    Ahlâk ve etik konusundaki çeşitli tanımların, “kişinin kendine veya kendi dışındaki herşeye (canlı, cansız) zarar verebilecek, onlar arasındaki dengeleri bozabilecek eylemlerden kaçınmasına dayalı ilkeler bütünü” şeklinde birleştirilmesi anlamlı görünüyor.

  • Algoritma

    Bir problemin çözümü için gereken iyi tanımlanmış adımları içeren bir listedir. Örneğin; iki sayının birbirine bölünmesi veya suç delillerinin değerlendirilerek suçluya erişmenin yolunu tanımlamak ya da bir arıza sırasında uçağı güvenle indirebilmek için tüm uçuş personelince yapılması gerekenlerin, birbirleriyle bağlantılı olarak tanımlanması birer algoritma yoluyla yapılabilir.

    http://bit.ly/1bLFju9 adresindeki sunumun 48'nci slide’ında bir koz kullanma algoritması örnek olarak görülüyor (TT).

  • Aydın Tavır (Seçkin Tavır, Örnek Tavır)

    Aydın, çevresini “onların farkında olmadıklarını göstererek” aydınlatan; bunu “söz söyleyerek”, “yazı yazarak”, “sanat eserleri üreterek”, ama en iyisi “örnek olarak” yapan kişidir.

    Eğitim düzeyi veya herhangi bir alandaki kariyerinden çok, çevresindekilere daha doğruyu, daha iyiyi ve daha güzeli bizzat örnek olarak göstermek, aydın olmanın bir ölçütüdür denilebilir. Bir diğer ölçüt ise, aydınlatma işlevini bir toplumsal sorumluluk olarak duyumsayarak özellikle de bunu uygun sayılmayabilecek koşullarda yerine getirmektir.

    Kişiliğinin tüm yönleriyle olmasa da bazı yönleriyle çevresindekilere örnek olabilmek, daha gerçekçi bir beklenti olup, o kişiye örnek tavır sahibi denilebilir. Hemen herkesin en az bir konuda örnek tavrının olabileceği unutulmamalıdır (TT).

  • Bilgileşim

    Karşılıklı bilgilenme. Birden fazla kişi veya kurumların birbirlerini bilgilendirmeleri (TT). Aynı zamanda bencmarking anlamında da kullanılıyor (http://bit.ly/1fH3JL8).

  • Bilim

    TDK

    • Evrenin veya olayların bir bölümünü konu olarak seçen, deneye dayanan yöntemler ve gerçeklikten yararlanarak sonuç çıkarmaya çalışan düzenli bilgi, ilim.
    • Genel geçerlik ve kesinlik nitelikleri gösteren yöntemli ve dizgesel bilgi.
    • Belli bir konuyu bilme isteğinden yola çıkan, belli bir amaca yönelen bir bilgi edinme ve yöntemli araştırma süreci Wikipedia (http://bit.ly/1bOBP).

    Latince “bilgi” kökünden gelen bu sözcük, evren hakkında denenebilir açıklamalar ve tahminlerden oluşturan bir kurumdur.

  • Birey

    Fert, şahıs, toplumun en küçük yapı taşı. Diğer kişilerden ayrı olarak kendi ihtiyaç veya amaçlarını belirleyebilen kişidir (http://bit.ly/1bnXzL8).

    Bu temel tanımın ötesinde, bireycilik vd. felsefi terimlerin tanımlanması ayrıca incelenmelidir.

  • Bütünleşik, Entegre

    Bir sistem oluşturacak şekilde birbiriyle bağlantılı. Bunun aksi, birbiriyle bağlantılı bir düzeni (sistem) oluşturan parçaların ayrı ayrı olarak ele alınmasıdır (TT).

  • Cari Açık

    Cari Açık ya da Cari İşlemler Açığı, ihraç edilen mal ve hizmet bedeli ile ithal edilenler arasındaki farktır (http://bit.ly/1k8wLGL).

  • Cumhuriyet

    Egemenlik ya da hâkimiyet, bir toprak parçası ya da mekân üzerindeki kural koyma gücü ve hukuk yaratma kudretidir. Bu güç siyasi erkin dayattığı yasallaşmış bir üst iradeyi ifade etmektedir.

    Egemenlik, aynı zamanda bir devletin ülkesi ve uyrukları üzerindeki yetkilerinin tümünü ifade eder (http://bit.ly/1il8rOj).

    Cumhuriyet, hükümet başkanının halk tarafından belli bir süre için ve belirli yetkilerle seçildiği yönetim biçimidir (http://bit.ly/1iCsF6S).

    Egemenlik konusundaki iki önemli soru, bir toplumu oluşturan kişilerin yaşam tercihleri’nin kim tarafından yapılacağı ve egemenliğin kim tarafından kullanılacağıdır. Yaşam tercihleri; nasıl giyineceği, ne yiyip içeceği, ne öğreneceği, hangi dine inanacağı, inanıp inanmayacağı vb. konulardaki kararlardır. Cumhuriyet idaresinde bu tercihler yani egemenlik cumhur’a (halk) aittir (TT).

    Diğer seçenekler ise; monarşi, oligarşi, aristokrasi, plütokrasi, meritokrasi gibi idare biçimleridir. Egemenliğin kim tarafından kullanılacağı ise bu bağlamdaki ikinci sorudur.

  • Çapraz Etki Analizi (Cross Impact Analysis)

    Birbirinden bağımsız olarak değişebilen parametrelerin birbirlerine yapabilecekleri etkiler sonunda, bütün bu değişkenlerden oluşan sistemin nasıl davranacağını çözümlemeye yarayan tekniğin adıdır (http://bit.ly/1asWLJT - TT).

    Bu konudaki bir uygulama, rüşvet olgusu ile yaklaşık 20 değişken arasındaki ilişkilerin saptanması için yapılmıştır (http://bit.ly/1fQMYN1).

  • Çapraz Etki Analizi (Cross Impact Analysis)

    Birbirinden bağımsız olarak değişebilen parametrelerin birbirlerine yapabilecekleri etkiler sonunda, bütün bu değişkenlerden oluşan sistemin nasıl davranacağını çözümlemeye yarayan tekniğin adıdır (http://bit.ly/1asWLJT - TT).

    Bu konudaki bir uygulama, rüşvet olgusu ile yaklaşık 20 değişken arasındaki ilişkilerin saptanması için yapılmıştır (http://bit.ly/1fQMYN1).

  • Çıkar Çelişkisi

    Profesyonel bir yargı veya eyleme ilişkin birincil bir çıkarın, ikincil bir çıkar tarafından haddinden fazla etkilemesi riski yaratabilecek koşullardır (http://bit.ly/1h074rR).

    Birkaç örnek http://wp.me/p2t6mi-SQ adresindeki yazıdadır.

  • Çözmek/Çözüm/Çözümleme

    (sorun bağlamında)

    Çözmek: Sorunu yok etmek veya soruna yol açan/açabilecek kimi nedenleri yok etmek ve/ya etkilerini azaltmak yollarıyla sorun’un yarattığı rahatsızlıkları daha katlanılabilir hale getirmek.

    Çözüm: Çözmek için düşünülebilecek seçeneklerden birisi (TT). 

    Çözümleme: Analiz etmek.

  • Değer (Ekonomik)

    Bir ekonomik aktöre bir mal veya hizmet kazancı sağlayabilecek faydanın ölçüsüdür (http://bit.ly/1lnJqE2).

    İki mal veya hizmetin aralarında değiştirilebileceği denge durumundaki miktarları arasındaki oranı hesaplamaya yarayan içsel eder (işe yararlık), (http://bit.ly/1gf0ASj).

    Herhangi bir yer ve zamanda, bir mal veya hizmetin alıcısını daha yüksek bedel ödemeye ikna edebilecek herhangi bir fayda (http://bit.ly/1cnlb2H).

  • Değer (Kültürel) Yargısı

    Bireysel değerler, mutlak veya göreli olarak, eylemler için temel oluşturan kabullerdir (http://bit.ly/1fXQYvF).

    Göreli değerler kişiden kişiye veya kültürden kültüre değişiklik gösterirken, mutlak değerler herkes ve her kültür tarafından kabul edilmiş olabilecek kabullerdir (http://bit.ly/1bMIwhm). Bireysel değerler nelerin iyi, yararlı, önemli, güzel, arzulanır, yapıcı vs. olduğu konusunda içsel referans oluştururlar (http://bit.ly/1fXU0QF).

  • Din

    TDK

    • Tanrı'ya, doğaüstü güçlere, çeşitli kutsal varlıklara inanmayı ve tapınmayı sistemleştiren toplumsal bir kurum, diyanet.
    • Bu nitelikteki inançları kurallar, kurumlar, töreler ve semboller biçiminde toplayan, sağlayan düzen.
    • İnanılıp çok bağlanılan düşünce, inanç veya ülkü, kült. Wikipedia (http://bit.ly/1epwaNW).

    Din; insan ve toplulukların varlıkları açısından inançlar, kültürel sistemler ve dünya görüşlerinin organize bir bütünüdür.

  • Demokrasi/Çoğunlukçu D./Çoğulcu D.

    Demokrasi; bir yönetim biçimi olup seçme hakkına sahip olanlar -doğrudan veya temsilcileri aracılığıyla- eşit katılımlarıyla yasa teklif eder, tartışır ve yürürlüğe sokarlar. Politik tercihlerini belirlemede özgür ve eşit uygulamaları mümkün kılacak sosyal, ekonomik ve kültürel koşulların sağlanması da demokrasi kavramı içindedir.

    Karl Popper demokrasiyi, diktatörlük veya tiranlık karşıtı olarak tanımlayarak, halkın, liderlerini kontrol ederek herhangi bir devrime gerek kalmadan değiştirebileceğini ileri sürer (http://bit.ly/1coi1M6).

    Çoğunlukçu (majoritarian) demokrasi, halkın çoğunluğunun oylarına dayalı bir idare iken, çoğulcu (plüralist) demokrasi, tüm kesimleri dikkate alır.

    Bir diğer ve özlü tanım, “diğer kişilerden ayrı olarak kendi ihtiyaç veya amaçlarını belirleyebilen kişi” olarak tanımlanan bireylerden oluşan bir toplumun kendini yönetmesine verilen addır (TT).

    Beyaz Nokta® Gelişim Vakfı tarafından yapılan bir “ortak kavram tabanı çalışması ise (http://bit.ly/1e9xIwT) adresinde verilmiştir.

  • Dindar/Dinci

    Dindar; “din inancı güçlü, din kurallarına bağlı (kimse), mütedeyyin” (http://bit.ly/1bNCTzs).

    Dinci: “Dinî görüşleri her alana yaymak isteyen kimse” için kullanılan kısmen argo sözcük (http://bit.ly/1oaPRg2).

  • Doğru–İyi–Güzel Değer Yargıları

    Bu kitap için yorum:
    • Doğru: Değer yargıları içinde aklı ilgilendirenlerin bir ucudur. Aksi uç ise “yanlış”tır. Yaşam içinde kullandığı araç “bilim”dir.
    • İyi: Değer yargıları içinde ahlâkı ilgilendirenlerin bir ucudur. Aksi uç ise “kötü”dür. Yaşam içinde kullandığı araç “vicdan”dır.
    • Güzel: Değer yargıları içinde estetiği ilgilendirenlerin bir ucudur. Aksi uç ise “çirkin”dir. Yaşam içinde kullandığı araç “sanat”tır.

    Yaşam içinde rastlanılan olaylar, bu üç boyut açısından değerlendirildiğinde, her biri ayrı bir yere oturur.
    Aynen uzaydaki bir noktanın üç eksende (x, y, z) ayrı yerlere oturan birer izdüşümü olduğu gibi (Bkz. http://bit.ly/1iGo2Jd -TT).

  • Düz Mantık/Döngüsel Mantık

    Düz mantık, bir nedenin bir sonuca yol açmasıdır. Bilgisayar klavyesinde bir tuşa basılmasının, ekranda bir karakterin görünmesine yol açması bir örnektir (horizantal causation http://bit.ly/1nDqSik).

    Döngüsel mantık; bir nedenin yol açtığı bir sonucun, dönüp o nedeni tetikleyerek neden ve sonucun dönüşümlü olarak birbirlerini üretmeleridir. Yumurta ve tavuk mantığı (chicken and egg logic) adı da verilir (Curcular Circular cause and consequence -  http://bit.ly/1kL1gTs).

  • Eğitim

    A. TDK Güncel Sözlük

    Çocukların ve gençlerin toplum yaşayışında yerlerini almaları için gerekli bilgi, beceri ve anlayışları elde etmelerine, kişiliklerini geliştirmelerine okul içinde veya dışında, doğrudan veya dolaylı yardım etme, terbiye.

    B. Etimolojik Kökeni

    • Partridge, E., ORIGINS – A Short Etymological Dictionary of Modern English, Greenwich House, New York, 1983 Education (İng., Fr.) > Latince dücere = yol göstermek, edücare = ayakta durdurmak, yetiştirmek (duke, duchess, ducat, conduct, induct vb sözcükler aynı Latince kökten gelir).
    • Sözlerin soyağacı, Sevan Nişanyan, 2002 Eğitim > İgitmek, igidhmek = evcil hayvan veya köle beslemek, terbiye etmek. İgit > iğdiş etmek

    C. Beyaz Nokta® Gelişim Vakfı tanımı (http://bit.ly/1gGIU0H): Eğitim, «Bireyin içinde bulunabileceği fiziki, doğal ve toplumsal çevreler açısından, insanlık ailesinin gelişimine katkıda bulunmak ve böylece oluşan çevrelerin sürdürülebilirliklerini ve bu çevrelere kendi uyumunu da sağlayıp korumak amaçlarıyla imkanlarını, kısıtlarını ve bu çerçevedeki ihtiyaçlarını belirleyip kendi denetiminde giderebilmesine yardımcı olunması ve özellikle de;

    • Doğruların tek olmadığı konusunda bilinç kazandırılması,
    • Kendisinin ve normal olarak herkesin güvenilir olduğu bilinç ve özgüveninin kazandırılması,

    Genelde dilin, özelde ise Türkçe’nin en önemli sorun çözme aracı olduğu bilincinin kazandırılması» biçiminde anlaşılmak gereken bir süreçtir.

  • Eleştirel (Kritik) Düşünme

    Eleştirel düşünme, bir iddianın doğru-yanlış skalasının neresine oturduğunu akıl yürütme (muhakeme, reasoning) yoluyla değerlendiren düşünme biçimidir (http://bit.ly/1bNO36U).

    Doğruluk derecesi bu yolla belirlenmek istenilen iddia ise, çeşitli iddialar arasından “nedensel” (rasyonel) düşünme yoluyla bulunur.

    Doğru düşünme ise ancak bu iki düşünme biçiminin birlikte kullanımıyla mümkündür (TT).

  • Enerji (Fizik)

    İş yapabilme kabiliyeti veya kapasitesidir. Akla gelebilecek herhangi bir şeyi (hareket etmek, bir şeyi hareket ettirmek, ısıtmak, soğutmak, havalandırmak, yaşamını sürdürebilmek, düşünmek, bilgi üretmek vd) yapabilmek için enerjiye ihtiyacımız var. (http://bit.ly/1cc7Xvo).

    Enerji, fiziksel bir sistem veya cismin durumunu açıklayan temel sayısal özelliklerden birisidir (http://bit.ly/1fLC1x8).

    Bir maddenin kütlesi ile içerdiği enerji arasında bir denklik vardır ve E=m.c2 (E: Enerji, m: Kütle, c= Işık hızı) eşitliği ile hesaplanır. Örneğin; Bir cisme 25 kilowat-saat tutarında enerjinin herhangi bir formunun eklenmesi, o cismin kütlesini1 mikrogram artırır (http://bit.ly/OGyPt3).

    Dünyamızdaki enerji’nin temel kaynağı, big-bang adı verilen ve evrenin doğuşu olarak kabul edilen “büyük patlama” sırasında açığa çıkan ve henüz nasıl gerçekleştiği konusunda çeşitli kuramlar ileri sürülen ışınım’dır. Bu ışınımın daha sonraları kızgın gaz bulutuna ve giderek maddeye dönüştüğü kabul edilmektedir.

    İş yapabilme kabiliyeti olarak tanımlanan, ısı, ışık, hareket biçimlerine dönüşebilen ve büyük patlama sırasındaki ışınımdan ortaya çıktığı düşünülen “enerji”nin, gezegenimizdeki kaynakları güneşimizden gelen ışınım ve yerkürenin kendisidir.

    Güneş ışınımları her türlü canlının ortaya çıkışındaki temel yapıtaşı olup, zaman içinde yoğunlaşarak daha konsantre enerji formlarını (kömür, petrol, gaz gibi) oluşturmuştur. Enerjinin bu dönüşmüş formlarından birisi de “bilgi” olup, bir bilginin oluştuğu zincir baklalarına tek tek bakılıp enerji’den ibaret olduğu anlaşılabilir (bkz. http://bit.ly/1pCr5pK -TT).

  • Ezber, Sorgulanamazlık

    Ezber: Bir metni veya bir sözü eksiksiz tekrarlayabilecek biçimde akılda tutma (http://bit.ly/LS2hdm),

    Sorgulanamazlık: TDK Güncel Türkçe Sözlüğü’nde bulunmayan bu sözcük, BNGV (http://bit.ly/1bm4DgU) tarafından kullanılmaktadır.

    Bu kitap için yorum:
    BNGV (http://bit.ly/1bm4DgU) tarafından hazırlanan bir açıklama notu, ezber (sorgulanamazlık) terimini iyi açıklar niteliktedir (Bkz. http://bit.ly/1g2JpUB).

    Ayrıca, Anadolu Öğretmen Liseleri III. Ulusal Eğitim Kongresi’ne sunulan bir BNGV bildirisinde sorgulanamazlık ile ilgili açıklamalar bulunmaktadır (http://bit.ly/NyuzLy).

  • Fâsid Daire (Fesat Çemberi)

    Fâsid: Bozuk, kısır, eksik

    Fâsid daire: Kısır döngü (Arapça sıfat (Develiioğlu, F, Osmanlıca-Türkçe Ansiklopedik Sözlük) Türkçe’de “kısır döngü” olarak kullanılan bu deyimin tam çevirisi “fesat çemberi” olup, bir sürecin sonucunun, tekrar bir girdi olarak (Bkz. Geri bildirim) sürece katılmasını ve bu yolla sürecin giderek sönmesi ya da aksine giderek güçlenmesine yol açar (TT).

  • Fraktal Çözüm Elementi

    Fraktal Çözüm Elementi tekrarlandığında kendisinden daha karmaşık (kompleks) çözümler oluşturulabilen elemanter çözümlerdir. Örneğin, “çeşitli hüküm (yargı) ifade eden cümlelerin başlarına eklenebilecek (eğer … ise) şeklindeki ön koşul ifadeleri” birer Fraktal Çözüm Elementi’dir. Yaşamlarımız içinde ne denli çok hüküm cümlesi kurduğumuza ve bunların çoğunun ön koşullarının dikkate alınmadığına ve bunun da dönerek çoğu anlaşmazlığın kaynağı olduğuna dikkat edilirse, “anlaşmazlıkların azaltılması” gibi kompleks bir soruna bu yolla yaklaşımın değeri ortaya çıkacaktır.

  • Geri Bildirim (Feed Back)

    Geri besleme (feedback), bir sürecin basamaklarındaki bir değişimin önceki bir basamağa etki etmesi ve neden-sonuç ilişkisi içerisinde bir döngü oluşturması olayına denir. Burada süreç sıcaklık ayarlı bir soba gibi fiziksel olabileceği gibi kan şekeri döngüsü gibi biyolojik, hatta paradokslarda olduğu gibi tamamen soyut olabilir. (http://bit.ly/1iXbWuw).

  • Gömülü (Embedded)

    İliştirilmiş olarak da kullanılıyor (embedded journalist – iliştirilmiş gazeteci). Bir şeyin dokuları arasına yerleştirilerek ayrı olduğu farkedilmeyecek hale getirilmiş (TT).

  • Hukuk

    Hukuk: Birey, toplum ve devletin hareketlerini, birbirleriyle olan ilişkilerini; yetkili organlar tarafından usulüne uygun olarak çıkarılan, kamu gücüyle desteklenen, muhatabına genel olarak nasıl davranması yahut nasıl davranmaması gerektiğini gösteren ve bunun için ilgili bütün olasılıkları yürürlükte olan normlarla düzenleyen normatif bir bilimdir. Hukuk, birey-toplum-devlet ilişkilerinde ortak iyilik ve ortak menfaati gözetir (http://bit.ly/1iXd6X4).

  • İcat

    TDK

    Buluş. Bir amacı gerçekleştirmek üzere, henüz var olmayan bir çözüm geliştirilmesi (TT).

  • İdeolojik Eğitim

    Eğitimin, burada tanımlanan amaçları yerine/yanına, belirli bir ideolojik öğretinin (dini, siyasi vd.) amaç olarak alındığı “eğitim” için kullanılan deyimdir (TT).

  • İnovasyon

    • “Yenileşim” terimi için güvenilir referanslı birkaç tanım:

    o Joseph Schumpeter gave this definition in his "Theory of Economic Development": This concept includes five cases:

    (1) Introduction of a new good, or a new quality of an existing good,
    (2) Introduction of a new method of production, which is not necessarily founded on a new scientific discovery, but may consist of a new form of commercial handling of the good,
    (3) Opening a new market, regardless of whether it existed before,
    (4) Discovering a new source of factors of production, again, regardless of whether it existed before, and
    (5) Changing the organization of an industry, for example, achieving monopoly position or breaking someone else's monopoly position.

    o https://en.wikipedia.org/wiki/Innovation adresinde, yukardaki tanımla oldukça uyumlu ancak daha kapsamlı bir tanım mevcuttur.
    o Frascati Manual’de (http://www.oecd.org/sti/inno/2367580.pdf) ise şöyle bir tanım var:

    “130. Technological product and process (TPP) innovations comprise implemented technologically new products and processes and significant technological improvements in products and processes.

    A TPP innovation has been implemented if it has been introduced on the market (product innovation) or used within a production process (process innovation).

    TPP innovations involve a series of scientific, technological, organisational, financial and commercial activities. The TPP innovating firm is one that has implemented technologically new or significantly technologically improved products or processes during the period under review. ”

    • Her üç tanımda da ortak olan nokta “hangi alanda olursa olsun bir yeniliğin daha yüksek ticari değer / pazar değeri ortaya koyması amacına yönelik bir süreç” olmasıdır.

  • İstismar/İstismara Açık Alan

    En genel anlamıyla, bir kişi veya toplumun, adil olmayan ve zarar verecek bir şekilde kaynaklarının kullanılması (http://bit.ly/1pxTu08).

    İstismar etmek; bir kişinin ya da kişilerin iyi niyetini kötüye kullanarak yararlanmak, bir düşünceyi kötüye kullanarak zarar vermeyi hedeflemek, karşısındakinin kendi rızası olmadan ve iradesini dikkate almadan sömürmek gibi anlamları içerir.

    İstismarlar her toplumda, her kurumda ve her koşulda mümkündür. Ahlâk kurallarına ters ve çoğunlukla da yasadışı olarak değerlendirilir. Genelde gücü ya da erki (ekonomik, sosyal, siyasal ya da cinsel) elinde bulunduranların başkalarına yönelik suistimalleri ve keyfî yönelimleri olarak ortaya çıkmaktadır (http://bit.ly/1lwCd4u).

    Bu kitap için yorum:

    Yukarıdaki tanımın içinde geçen “karşısındakinin kendi rızası olmadan ve iradesini dikkate almadan sömürmek”, Çözüm Kabiliyeti bağlamında kast edilen anlamdır.

    Çözülemeyen sorunlar bir yandan sorun stokunu artırıp, tüm sorunların çözümü için daha uygunsuz bir iklim oluştururken, bir yandan da bu sorunu istismar ederek kendisine bir “değer transferi” peşinde olanlar için uygun bir alan yaratmış olur ki buna İstismara Açık Alan denilebilir (http://bit.ly/1gmjgjd).

  • İşlevsellik

    Bu terim genel olarak “amacını veya fonksiyonunu (işlevini) yerine getirebilirlik” anlamında kullanılır. Bununla beraber matematikte, bilişimde, örgütlenmede ve diğer alanlarda daha özgün anlamlar taşır (http://bit.ly/1kzkMSN).

  • İtaat/Biat

    TDK Güncel Türkçe Sözlük karşılıkları:

    İtaat: Söz dinleme, boyun eğme, buyruğa uyma (http://bit.ly/1fdTHNT).
    Biat: Bir kimsenin egemenliğini tanıma (http://bit.ly/1eRDSzV).

    Bu kitap için yorum:

    Biat: Bir kişi, kurum veya ideolojinin egemenliğini hiçbir şekilde sorgulamaksızın tanımak (TT).

  • Işınım

    1. Işın veya tanecik yayımı, ışıma, radyasyon.
    2. Uzayda yayılan bir dalgayı oluşturan ögelerin bütünü, ışıma, radyasyon.
    3. Bir enerjinin ışık demeti durumunda yayılması, ışıma, radyasyon.
    4. Isının, bir kaynaktan ışın ve dalga hareketi yoluyla yayılması, ışıma, radyasyon.

    Işıma ise şöyle tanımlanıyor: Işıklanma, aydınlanma (http://bit.ly/M8BgSR).

  • Karmaşıklık ve Yönetimi

    Karmaşıklık genelde toplumun büyüklüğü, bölümlerinin sayısı ve özellikleri, içerdiği uzmanlaşmış toplumsal rollerin çeşitliliği, gösterdiği belirli toplumsal kişiliklerin sayısı ve bütün bunları uyumlu ve işler bir bütün halinde düzenleyecek mekanizmaların türlülüğü olarak anlaşılır.

    Bu boyutların herhangi birini çoğaltmak bir toplumun karmaşıklığını artırır. Karmaşıklıkta karşılaşılan bir karşıtlığı belirtmek için:   Avcılık - toplayıcılık ile geçimini sağlayan toplumlarda sadece bir kaç düzine belirgin toplumsal kişilik varken, çağdaş Avrupa nüfus sayımlarında 10,000 ile 20.000 arasında değişen özgün mesleki roller olduğu saptanmıştır. Sanayi toplumlarında ise toplam olarak 1,000,000 türlü toplumsal kişilik bulunmaktadırlar.

    Karmaşıklık, sorun çözümü sonunda ortaya çıkan bir olgudur ve karmaşıklığın yönetimi, sorun çözmek demektir.

  • Kavram/Konsept/Kavraşım

    "Kavraşım" sözcüğünün kullanım zorunluğu, konsept karşılığı olarak genelde kullanılan “kavram”sözcüğünün doğru bulunmayışından kaynaklanıyor.

    Konsept, con+cept Latince kökenli olup; birlikte almak , birlikte kavramak anlamındadır ve bu “birliktelik” vurgusu esas korunması gereken sıfattır. Bireysel olarak değil, toplu olarak kavranan anlamındaki konsept yerine “kavraşım” gibi bir sözcük önerilmektedir.

    Bununla beraber okumayı güçleştirmemek için de yer yer kavram ve kavraşım sözcükleri birbirinin yerlerine kullanılmıştır (TT).

  • Keşif

    TDK

    Var olduğu bilinmeyen bir şeyin ortaya çıkarılması.

  • Kısır Sorun Çözme Kültürü

    Bu kitap için yorum:

    Bir birey, kurum ya da bunlardan oluşan toplumun yaşam sürecinde karşılaştığı çeşitli karmaşıklıktaki sorunları çözmedeki başarı ve başarısızlıkları; o kişi, kurum ya da topluma özgü bir kültür haline gelir. Buradaki başarı ve başarısızlıkların nedenleri ister bir konudaki yeterlik ya da yetmezlikten, isterse çeşitli konulardaki yeterlik ve yetmezliklerden kaynaklanmış olsun, sonuçta ortaya çıkan bileşke (yani Çözüm Kabiliyeti) uzun dönemde belirli bir kültür oluşturur.

    Çözüm Kabiliyetinin yetersizliği halinde, oluşan kültüre Kısır Sorun Çözme Kültürü adı verilebilir. Bu kültür, geri bildirim (feed-back) yoluyla kendini oluşturan bileşenleri etkileyerek, onların da performanslarını düşürür ve kültür daha da kısırlaşır.

    Kuşkusuz bu sürecin tersi de geçerlidir. Yüksek Çözüm Kabiliyeti halinde ortaya verimli bir kültür çıkacağı için, yine geri bildirim yoluyla, bu defa yetersiz olan bileşenler yüksek performans göstermeye başlar ve kültür daha verimli hale gelir (TT).

  • Koz

    Bu kitap için yorum:

    Kişi, kurum ve toplumlar yaşamları boyunca sürekli olarak birileriyle rekabet halindedirler. Kaynakların sınırlı, arzuların ise sınırsız olması bu rekabetin temel nedenidir.

    Rekabet, belirli yaşam kurallarınca disipline edilmeye çalışılsa da kıtalan kaynaklar halinde keskinleşmesi kaçınılmazdır.

    İşte, özellikle bu gibi durumlardaki sert rekabette kazanmak isteyenler “koz” denilebilecek üstünlük yolları bulmak zorundadırlar. Kozlar, bir tarafın üstünlüğü olabileceği gibi, diğer tarafın zafiyetleri de olabilirler.

    Özellikle uluslararası rekabet tam bir kozlar mücadelesidir. Bu mücadelede üstünlük koz kavramının farkında olup, kozlarını iyi yönetebilen uluslarındır (http://bit.ly/1h95OCH).

  • Kök Neden/Hayalet Neden

    Kök neden (root cause): Bir sorun’a yol açan nedenler. Yol açan nedenlerden birisine yol açan neden(ler) de kök sorun olarak adlandırılır. Bu durumda önceki kök neden, bu defa hayalet neden haline gelir. Bu açıklamadan anlaşılacağı üzere her neden, hem kök hem hayalet neden olabilir. Bu, kök nedenlerin ne kadar geriye götürüldüğü ile ilgilidir (Bkz. http://bit.ly/1gmR1Rf).

    Hayalet neden (phantom cause): Bir sorun’a yol açan neden(ler) dikkate alınmaksızın, görünen şeklinin (hayalet) tek neden sayılması (http://wp.me/p2t6mi-WV).

  • Kritik Kitle (Kütle)

    Kritik kütle; bir sosyal sistem içindeki bir düşüncenin, kendini sürdürüp daha da genişlemesi için gereken yeterli sayıdaki benimseyiciyi anlatan bir terimdir. Kritik kütleyi etkileyen sosyal faktörler, kütlenin boyutu ya da toplum veya onun alt kültürlerinin birisi içindeki iletişim ve ilişkililik düzeyi olabilir.

    Kritik kütle, siyaset alanında, toplum içindeki en etkili konumun, çoğunluğun uzlaştığı konum olmasından dolayı, çoğunluk uzlaşısı anlamına yakındır (http://bit.ly/1equcI9).

    Bu kitap için yorum:

    Kitapta kritik kütle kavramı, aydın tavırlı kesimin toplum sorunlarına yönelik etkili bir rol oynayamayışı bağlamında kullanılmıştır.

  • Kul

    TDK Güncel Sözlük (http://bit.ly/1iPw9TQ):

    1. İnsan.
    2. Köle.
    El-Müfredat, Ragıb Isfahani: Kul (abd) sözcüğü tüm varlıklar için kullanılmakta olduğu belirtiliyor. (Prof. Dr. M.Saim Yeprem notundan ve http://bit.ly/1pqhhio kaynağından alınmıştır).

    Bu durumda İslam’ın “Kul Hakkı” kavramı; sadece insanları (veya canlıları) değil, canlı ve cansız tüm varlıkları kapsamaktadır. Kul kavramının “her şey” olarak tanımlanması İbn-ül Arabi tarafından (http://bit.ly/1pqhhio) kaynağında daha ayrıntılı açıklanmaktadır.

    Böylece insan yalnızca insanların haklarını değil, tüm varlıkların haklarını korumak gibi daha anlamlı bir görevle yükümlenmektedir (TT).

  • Kurban

    TDK Güncel Sözlük
    1. Dinin buyruğunu veya bir adağı yerine getirmek için kesilen hayvan
    2. İçtenliği belirten bir seslenme sözü
    3. Bir ülkü uğrunda feda edilen veya kendini feda eden kimse
    4. Bir kazada veya felakette ölen kimse
    5. Maddi ve manevi bakımdan felakete sürüklenmiş, insani değerlerini yitirmek zorunda kalmış veya bırakılmış kimse
    6. Müslümanlarda Kurban Bayramı

    Kurban etimolojisi ve tarihçesi

  • Laik/Laikçi

    Laik: Din işlerini devlet işlerine karıştırmayan, devlet işlerini dinden ayrı tutan kişi (http://bit.ly/1g7XDUd).

    Laikçi: Laikliği anlamının dışında kullanarak dindarları aşağılarken, laikliğe de zarar veren kişi için kullanılan kısmen argo bir sözcük (TT).

  • Maksim

    Bir kişinin karar alma amacıyla kullandığı bir ilke (Wikipedia).

    Bu kitap için yorum:
    (http://wp.me/p2t6mi-1Gk) adresindeki makalede kullanıldığı bağlam bir örnektir.

  • Misyon/Vizyon/Değer

    Misyon: Bir kurumun normal olarak zaman içinde değişmeyen, odaklandığı öz niyeti (http://bit.ly/1ga6l4i).

    Vizyon: Bir kurumun orta veya uzun vadede ne yapmak veya neye erişmek istediğinin, başkalarına da ilham verici bir ifadesidir (http://bit.ly/1mbWYGk).

    Genellikle bir kurum için ifade edilen bu terimler; aynı zamanda bireyler, kesimler (bilim insanları, Aleviler, Fenerbahçe taraftarları vd.) ve toplumlar için de geçerlidir.

    Vizyon, nereye varılmak istendiği; misyon, oraya niçin varılmak istendiği; değer(ler) ise varılmak istenilen yere gidilirken sadık kalınacak ilkeleri temsil eder (Bkz. http://bit.ly/1iRCWw0 -TT).

  • Nedensel (Rasyonel) Düşünme

    Nedensellik (rasyonalite); duyu (emotion) veya duygulara (feeling) değil, kanıtlara veya akılcı nedenlere dayalı olma durumu veya kalitesi (http://bit.ly/1dCQ4Ql).

    Herhangi bir “sonuç”a yol açan sebepler, nedensellik yoluyla sıralandığında genellikle bir ağaç yapısı ortaya çıkar. Ağacın en uçtaki dallarına kadar tüm nedenler söz konusu “sonuç”un ortaya çıkmasına değişik ölçülerde katkıda bulunurlar. Bu gibi durumlarda, sonuca yol açan başlıca nedenleri belirleyebilmek için mutlaka eleştirel (kritik) düşünme yoluyla, çok sayıdaki nedenin önem derecesine göre sıralanması gerekir. Bu da, nedensel ve eleştirel düşüncenin birlikte kullanımının gerekliliğini göstermektedir (TT).

  • Odak İddia

    Bu kitap için yorum:
    İnsanlar -genelde- sürekli olarak bilgi bombardmanı altında olsalar da açıklamak durumunda oldukları olayları, sorunları her defasında bu bilgi yığınının ışığı altında tekrar tekrar değerlendirmek yerine, oluşturdukları bir merkezi (odak) fikir yardımıyla değerlendirmek eğilimindedir.

    Her cıvatayı sökebilen bir çeşit İngiliz anahtarı gibi, her sorunu açıklamaya yarayan bir yaklaşım, yeni fikirlere kulak verilmesini böylece önler.

    Bu konudaki bir makale için bkz. http://wp.me/p2t6mi-1E3 (TT).

  • Ortak Akıl

    Gezegenimizdeki tüm insanlar ve bilgisayarlar gittikçe birbirine daha da yakınlaştığından, gezegendeki tüm insanlar ve bilgisayarları bir tür küresel beyin olarak düşünmek giderek daha yararlı hale geliyor.

    Zekanın sadece bireysel beyinlerin içinde gerçekleşen bir şey olmadığını anlamamız önemlidir. Aynı zamanda bireylerin gruplarıyla da ortaya çıkar. Aslında, kolektif zekayı, akıllı görünen yollarla topluca hareket eden birey grupları olarak tanımlayabiliriz.

    THOMAS W. MALONE

  • Öğrenilmiş Çaresizlik

    Öğrenilmiş çaresizlik bir zihinsel durumdur. Bu durumda organizma bir uyarıcının istediği yönde hareket ederse hoşlanmayacağı, acı duyacağı sonuçlarla karşılaşacağına; hatta o yönde hareket edemeyeceğine kuvvetle inanır (http://bit.ly/1fYiYfb).

  • Öğretme/Öğrenme

    Öğretme: Kişinin tutum veya davranışlarının bir öğreticinin kontrolu altında değiştirilerek bir bilgi ve/ya beceri edindirilmesi.

    Kişinin tutum veya davranışlarının kendisi ve/ya bir öğrenme ortağının rehberliğiyle kendi kontrolu altında değişmesi, bir bilgi ve/ya beceri edinmesi (TT).

  • Öğrenme Ortağı

    (İng. Learning partner) Geleneksel eğitim öğretme kavramına dayanırken, modern eğitim “öğrenme” olgusuna dayalıdır. Bunun nedeni, insan ve tüm canlıların temel amaçlarından başta geleni olan “yaşamlarını sürdürme” konusundaki en etkili araçlarının “öğrenme” olduğunun keşfedilmeye başlanmasıdır.

    Öğrenme Devrimi (http://bit.ly/1dIcYH3) olgusu da bu yeni anlayış çevresinde şekillenmeye başlamıştır (TT).

  • Öğrenme Ortamı

    Değerler dizisi (TDK Güncel Sözlük)

    1960'lardan beri paradigma kelimesi herhangi bir bilimsel disiplin veya başka epistemolojik içerikte bir düşünce kalıbına gönderme yapar. Başlangıçta kelime gramere özgüydü: 1900 Merriam-Webster sözlüğü, gramerin içeriğinde sadece onun tekniksel kullanımını veya onu retorikte bir mesel veya masal (anlamını) açıklayıcıları için bir terim olarak tanımlar.

    Dilbilimde, Ferdinand de Saussure paradigmayı benzer özellikteki öğelerin bir sınıfı için kullandı. Ek olarak model ya da kuramsal çerçeve anlamında kullanılabilen bir terimdir ve göstermek, anlaşılır kılmak, örnek teşkil etmek, sınırları belli olan ön bulgu ve genel anlamında da dünya bakışı anlamlarına gelir (http://bit.ly/1eShHLC).

    Bu konuda bir film klibi için bkz. http://bit.ly/1mcQHKN.

  • Paydaş

    Hissedar (TDK Güncel Sözlük).

    Bir süreci etkileyen ve/ya etkilenenler için kullanılan bir terim. Örneğin; demokrasi sürecinin başlıca paydaşları halk, hükûmet, sivil toplum kuruluşları, yargı, yasama ve medya’dır (TT).

  • Rol Model

    Bir rol model, davranışları özellikle gençlerce örnek alınan bir kişidir. “Rol model” terimi sosyolog Robert K. Merton tarafından ortaya atılmıştır (http://bit.ly/1mLFg9E).

  • Sistem/Çok Girdili Sistem

    Bir sistem belirli bir amaca yönelik olarak birbirlerine bağımlı ve birlikte çalışan parçalar topluluğudur. Buna göre, sistem yalnızca birbirine bağlı parçalar topluluğu değil, aynı zamanda birlikte çalışabilen parçalar topluluğudur. Bir sistemin başarı ölçülerinden birisi de işte bu birlikte çalışabilme düzeyidir.

    Sistem için bir diğer tanım, bir dizi girdiyi, bir veya birkaç çıktıya dönüştürme düzenidir.

    Örneğin; eğitim sistemi, okul binası, öğrenci, veli, öğretmen, müfredat gibi birçok girdiyi, öğrencilerin eğitimi gibi bir çıktıya dönüştürür (TT).

  • Sistem Yaklaşımı

    Sistem, kendisini oluşturan parçalardan farklı davranışlar gösteren bir yapıdır. Bu farklılık, özellikle sorun çözme süreçlerinde kendini gösterir. Sistemi oluşturan parçalar iki ayrı etki altındadırlar:

    (1) Parçalar arasındaki etkileşimler yoluyla parçaların birbirlerine uyguladıkları etkiler.
    (2) Parçalardan oluşan sistem bütününün, geri bildirim (feed-back) yoluyla parçalar üzerine uyguladığı etkiler.

    Buna göre parçalardan birisiyle ilgili sorun halinde geliştirilecek bir çözüme parçanın vereceği tepki sadece kendi tepkisi değil, yukarıda iki madde halinde açıklanan tepkilerdir.

    Bu tepkiler, parçanın çevresinden bağımsız ele alınması halinde vermesi umulan tepkiden tamamen farklı olacaktır.

    Örnek:
    • Fren pabuçlarının malzemesini en ince ayrıntısına kadar inceleyerek bir otomobilin fren sistemini iyileştirmeye çalışmak yerine, fren sistemini oluşturan aşağıdaki bileşenleri de dikkate alarak sistemin bütününe bakmak daha doğrudur:
    o Fren diskleri veya kampanaları
    o Fren pedal sensörleri
    o Hidrolikler
    o Sürücünün reasiyon süresi
    o Yol koşulları
    o Lastikler
    o Hava koşulları
    o Günün saati
    (http://bit.ly/1g5e1m2)

    Bu bileşenler arasında etkileşimler mevcuttur. Örneğin; hidrolik ile sürücünün fren yapma alışkanlıkları arasındaki ilişki nedeniyle ısınan fren pabuçları higroskopik bir malzeme olan hidrolik ısınıp havanın nemini çeker ve bir süre sonra içindeki su dolayısıyla fren pabuçlarına gösterilen ihtimamı boşa çıkarabilir (TT).

  • Sorgulamak

    Bir konuyu -ki bir sorun da olabilir- anlamak amacıyla sistematik olarak soru sormaktır. Sorular ön açıcı şekilde sorulabildiği takdirde bu tür sorulara Doğru Soru (http://bit.ly/1jaJIwC), aksine ise Kısır Soru denilebilir. Kısır sorular, daha iyi anlamak bir yana konuların anlaşılmasını güçleştirirler.

    Sorgulama konusundaki bir makale için bkz. http://bit.ly/1opNsy3.

  • Sorun, Problem, Mesele

    Çözülmesi gereken mesele, soru, sorun veya aşılması gereken engel.

    Sosyal bilimlerde problem kavramı genellikle hoşa gitmeyen, istenmeyen ve aşılması gereken bir sorunu veya durumu tanımlamakta kullanılır (http://bit.ly/NxhORA).

    Bu kitap için yorum:

    “İstenmeyen bir durumun ortadan kaldırılmasının ve/ya istendik bir durumun gerçekleştirilmesinin önündeki engel(ler)”.
    Bu tanımdan görüleceği gibi, sorunlar “...ye göre”dir.
    “İstenmeyen durum”un kime göre olduğu, bir durumun sorun olarak görülmesine ya da görülmemesine yol açabilir (TT).

  • Sorun Çözme

    Bu kitap için yorum:

    Bir soruna yol açan ve/ya açabilecek nedenlerin açıkça anlaşılmasını sağlayıp, o nedenleri ortadan kaldırmak veya sorunun rahatsız ediciliğini daha katlanılabilir bir düzeye indirmek.

  • Sorun Çözme Aracı/ ... Dağarcığı

    Bu kitap için yorum:

    Sorun Çözmek için kullanılabilecek yöntem; kişi, kurum ya da toplumun etkili olarak kullanabildiği araçların bütünü. Bir benzetme ile; bir konudaki uzmanın işini yapabilmek için kullandığı takımları içeren “alet çantası”.

  • Sorun Çözme Kabiliyeti (Çözüm Kabiliyeti)

    Bu kitap için yorum:

    Bir birey, bir kurum ve bireylerden oluşan bir kesim ya da bunların tümünden oluşan bir toplumun, sorunlarını çözebilmesi için, sorunların karmaşıklık düzeyi ile orantılı olarak:
    (1) Sorun Çözme Araçları dağarcıklarının yeteri zenginlikte olması; mevcut araçların yetersiz kalması halinde ise yeni araçlar geliştirebilecek yaratıcılığa sahip olması,
    (2) Bu araçları kullanabilecek güçte olmaları,
    (3) Bu gücü kullanabilecek iradeye sahip olmaları ve
    (4) Sahip olunan sorun çözme araçları içinden zaman, zemin ve koşullara göre uygun bileşimlileri seçebilme ve sorunu halledebilecek bir bileşimi oluşturabilecek yaratıcılığa sahip olması gerekir.

    Birey, kurum, kesim ya da toplumun bu üç gerekliliğe sahip olma düzeyi “kabiliyet” olarak adlandırılmıştır.

  • Sorun Stoku/Sorun Kimyası

    Bu kitap için yorum:

    Sorunların çözülmeden ve/ya kısmen çözülerek birbiri üzerine birikerek, uygunsuz bir sorun çözme ikliminin oluşması hali. Farklı sorunların aralarında etkileşerek yeni sorunlar üretmeleri anılan sorun çözme iklimini olumsuz etkiler.

    Maddeler dünyasındaki milyarlarca bileşik az sayıda (107) elementten oluşuyor. Sorunların da birer bileşik oldukları, çok sayıda sorunu oluşturan az sayıda sorun elementi olduğu benzetmesi yapılabilir. Bu benzetmeyle ortaya çıkacak kimyaya da “sorun kimyası” denilmiştir (Bkz. http://wp.me/p2t6mi-Sb, http://wp.me/p2t6mi-Sc).

    Sorun stoku, Çözüm Kabiliyetini birinci derecede etkileyen öğelerden birisidir. Zaten bir stok’tan söz edilmesi çözülmemiş sorunlara, sağlıksız bir iklime işaret etmektedir.

  • Sömürü

    Bkz. İstismar.

  • Süreç

    Olguların ya da olayların, belli bir taslağa uygun ve belli bir sonuca varacak biçimde düzenlenmesi, art arda sıralanması. Bir şeyin yapılış, üretiliş biçimini oluşturan sürekli işlemler, eylemler dizisi (http://bit.ly/1dE6lED).

  • Sürükleyici

    Bu kitap için yorum:

    Kişileri, özellikle de belirli bir gücü elinde tutan kişileri kendi istekleri dışında karar ve eylemlere “sürükleyen” sebepler/güdülerdir. Örnek; sürükleyiciler için bkz. http://bit.ly/1aQgdQP.

  • Tebaa

    Uyruk (http://bit.ly/1eMQ6LH).

    Aidiyet üzerine kurulu bir kavramdır ve bir kişiye ait bütün hak ve hukukun kutsal imparatorun tekelinde olduğunu varsayar.

    Batı'da "subject" olarak adlandırılan bu tebaalık durumu, etimolojik olarak bir kişinin bir diğerine yani hükümdara "tabi" olduğunu, onun hükmü altında yaşadığını vurgular (http://bit.ly/1bI2RRX).

    Bu kitaptaki yorum:

    Hak ve hukukunu tebaa ilişkisiyle tabî olduğu kişiye bırakmışlık; kendi ihtiyaçlarını kendi amaçlarına göre belirleyebilen “birey” olamamışlık.

  • Tek Doğrululuk

    Herhangi bir konudaki “doğru”nun tek olabileceğinin savunulması. Genellikle sorgulanamazlık (ezber) ile atbaşı gide

  • Uzlaşı

    TDK Güncel Sözlük

    Aralarındaki düşünce veya çıkar ayrılığını karşılıklı ödünlerle kaldırarak uyuşmak, karşılıklı anlaşmak ve mutabık kalmak, antant kalmak.

  • Yenileşim

    Bakınız inovasyon

Proje İle İlgili Dosyalar

Aşağıdaki listeden, proje ile ilgili dosyalara ulaşabilirsiniz.

Proje İle İlgili Haberler

Aşağıdaki listeden, proje ile ilgili haberlere ulaşabilirsiniz.

Proje İnternet Adresi
İnternet Grupları